Astımın akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve ataklarla seyreden kronik bir akciğer hastalığı olduğunu ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Aysu Sinem Koç, “Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni, mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” diye konuştu.
‘OBEZİTE ASTIM İÇİN RİSK FAKTÖRÜDÜR’
Astımın nedenleri hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Aysu Sinem Koç, “Kişisel risk faktörleri içinde genetik yapı, cinsiyet, obezite, alerjik rinit ve dermatit varlığı ile aile öyküsü varlığı sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler tekrarlayan akciğer enfeksiyonları; sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara dâhil olmak üzere hava yolu ile tüketilen her türlü yabancı madde; bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır” ifadelerini kullandı.
‘BU BELİRTİLER VARSA ASTIMDAN ŞÜPHELENİLMELİ’
Astımın belirtilerini sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Koç, “Nefes darlığı, göğüste sıkışma veya ağrı, nefes verirken hırıltı (çocuklarda daha yaygın), nefes darlığı, öksürük veya hırıltı nedeniyle uyku sorunu, soğuk algınlığı veya grip gibi bir solunum yolu virüsü tarafından kötüleşen öksürük veya hırıltılı solunum ataklarıdır” dedi.
‘HAVANIN SOĞUK VE KURU OLMASI SEMPTOMLARI TETİKLEYEBİLİR’
Bazı insanlarda belirli durumlarda astımın belirti ve semptomlarının alevlendiğini işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Koç, bunlara havanın soğuk ve kuru olması, kimyasal dumanlar, gazlar veya toz gibi maddelerin varlığı, polen, küf sporları, hamamböceği atıkları veya deri parçacıkları ve evcil hayvanlar tarafından dökülen kuru tükürük gibi havadaki maddeler tarafından tetiklenen alerji kaynaklı astımın örnek olarak verilebileceğini söyledi.
‘TÜRKİYE’DE HER 7-8 ÇOCUKTAN 1’İ ASTIM HASTASI’
Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğunun tahmin edildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Koç, “Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır” dedi.
‘ASTIMIN SEBEBİ ALERJİK YA DA ENFEKSİYON KAYNAKLI OLABİLİR’
Dr. Öğr. Üyesi Koç, sıklıkla birbirine karıştırılabilen astım türlerini şöyle açıkladı:
“Alerjik astım, solunum yoluyla edinilen alerjen maddelerin hava yollarının kasılmasına sebep olan bir astım türüdür. Küf ve polen gibi maddeler, bu astım türünü en çok etkileyen alerjenler arasındadır. Alerjik olmayan astım ise alerjik olmayan astım türü solunum yolu enfeksiyonlarının sürekli tekrarlaması sonucu ortaya çıkar.
Bu astım türü alerjen maddelerden etkilenmez. Bunun dışında, bir de mevsimsel astım vardır. Mevsimsel astım türü, yılın belirli zamanlarında ortaya çıkar. Alerjik astımda olduğu gibi sebebi alerjenlerdir. Farkı ise mevsimsel astımın sebebinin mevsim kaynaklı alerjenler olması ve sadece belli dönemlerde ortaya çıkmasıdır. Örneğin, ilkbaharda ortaya çıkan polenler mevsimsel astımı tetikleyebilir.
Ayrıca halk arasında pek bilinmeyen, egzersiz sonucu oluşan bir astım türü de vardır. Egzersiz sırasında hava yollarının daralması da astıma sebep olabilir. Kişinin nefes alma kapasitesi düşebilir ve astım krizi ortaya çıkabilir. Yoğun fiziksel aktivite sırasında öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler yaşanabilir. Bir diğer astım türü ise mesleki astımdır. Mesleki astım bazı meslek gruplarında meydana gelen kimyasal ve ya ağır kokular soluma gibi durumlarda ortaya çıkabilir.”
‘SONBAHARDA ASTIM ATAKLARI ARTABİLİR’
Astımın genellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde polenlerin de çıkmasıyla birlikte daha sık görüldüğünü vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Koç, ancak sonbaharda özellikle okulların da açılmasıyla birlikte olası enfeksiyonlara maruziyetin de astım ataklarını artırabileceği uyarısında bulundu.
‘EV İÇİ TOZ KONTROLÜ ÖNEMLİ’
Dr. Öğr. Üyesi Koç, astım hastalarının nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında ise şunları söyledi:
“Alerjik yakınmaların eşlik ettiği hastalarda ev içi toz kontrolü önemlidir. Uyunan ortamda yünlü eşyalar bulunmaması, halı-perde-nevresim vb. ürünlerin sık sık yıkanması, toz kaynağı olabilecek peluş oyuncak gibi eşyaların çıkarılması önerilebilir. Üzerinde küf ve mantar üremiş eşyalar evden uzaklaştırılmalıdır.
Polen alerjisi varsa, kişi o mevsimlerde alerji ilaçları ile desteklenmelidir. Özgül evcil hayvan alerjisi yoksa ve evcil hayvanla aynı ortamda bulunma ile yakınmalarda kötüleşme olmuyorsa, birlikte yaşanması sorun olmayacaktır. Astımlı hastalar elektronik sigara dâhil hiç sigara içmemeli ve sigara içilen ortamlarda bulunmamalıdır. Astımlı hastalar solunum yolu hastalıklarına daha kolay yakalanırlar.
Bu yüzden her yıl eylül- ekim aylarında grip aşısı yaptırmaları uygun olur. Enfeksiyon durumlarında uygun antibiyotik yanında ilaç dozları artırılır. Bazı astımlı hastalarda reflü eşlik edebilir, yakınması varsa reflü tedavisi yapılmalıdır. Astımlı hastalarda kilo kontrolü çok önemlidir, obeziteden kaçınılmalı, sağlıklı sınırlarda kilolarda olunmalıdır. Gebelik planlanıyorsa ilaç dozları ve çeşitleri kontrol edilmelidir.”
‘ASTIMLI HASTALAR KOAH’A DAHA KOLAY YAKALANIYOR’
Astımın başka hastalıkları da tetikleyebileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Koç, “En sık alerjik rinit, alerjik sinüzit, ürtiker, reflü ile birlikte seyreder. Sigara içen astımlı hastalar daha sık KOAH’a yakalanmaktadırlar. Genetik yatkınlığı olan bireylerde alerjiyi azaltmak zordur. Çocukluk çağından itibaren sigaradan uzak durmak, hava kirliliğinden kaçınmak fayda sağlayabilir” diye konuştu.
‘REFLÜ DE ÖKSÜRÜK NEDENLERİ ARASINDA’
Astımın yol açtığı öksürük atakları ile başa çıkmak için de önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Koç, “Enfeksiyon hastalıklarına karşı bağışıklama (örneğin mevsimsel grip) astımlı hastalar için faydalıdır. Öksürük krizi anında astım hastalarının kendi kullandıkları kontrol edici ilaçları veya kurtarıcı ilaçlarını kullanması gerekebilir. Eğer sinüzit benzeri bakteriyel bir enfeksiyon varsa antibiyotik kullanımı gerekebilir. Reflü de öksürük nedenleri arasındadır, reflü yapan besinlerden uzak durmak, mide boş uyumak öksürüğü azaltabilir. Öksürüğü tetikleyen keskin kokular, toz, sigara benzeri tetikleyicilerden uzak durulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ