1985 yılında yaklaşık 49 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Pripyat, Sovyetler Birliği’nde modern bir yaşamın birçok imkanını sunan, 75 bin kişiye kadar büyümesi planlanan bir yerleşim alanıydı.
Çernobil felaketinden bir gün sonra, 27 Nisan 1986’da, tüm şehir tahliye edildi ve Pripyat, Çernobil Yasak Bölgesi’nin bir parçası haline geldi.
HAYALET ŞEHİRE DÖNÜŞEN PRİPYAT
Santral çevresindeki alanların büyük bölümü radyasyondan arındırılmaya çalışılsa da, özellikle Pripyat çevresindeki “Kızıl Orman” gibi bölgelerde radyasyon yüksek seviyelerde kaldı.
Zamanla doğa şehri geri aldı; ağaçlar binaların etrafını sardı ve birçok yapı çürüyerek çökmeye başladı.
Bugün Pripyat, turistik ziyaretlerin gerçekleştirildiği bir hayalet şehir olup, burayı gezmek isteyenler için Kiev’den düzenlenen rehberli turlar bulunuyor.
Ziyaretçilerin dikkat etmesi gereken radyasyon seviyeleri kontrollü bölgelerde nispeten düşük ve alınan önlemlerle, bir uçak yolculuğu sırasında maruz kalınan radyasyona yakın seviyelerde kalmaktadır.
Pripyat, aynı zamanda yasa dışı olarak bölgeye giren “stalker” adı verilen kaşiflerin de ilgisini çekmeye devam ediyor.
Şehrin geleceği ise belirsiz; yapılar zamanla daha da yıpranıyor ve doğanın etkisi altında kayboluyor. Fakat Pripyat, hem nükleer enerjiye dair bir uyarı olarak hem de Sovyet yaşam tarzını gözler önüne seren bir açık hava müzesi olarak varlığını sürdürüyor.
Ziyaretçiler, Pripyat’ta Çernobil felaketinin etkilerini ve bu terkedilmiş şehrin karanlık geçmişini bizzat gözlemleme fırsatı bulmaktadır.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ