İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, SÖZCÜ TV’de ‘Özel Röportaj’da İpek Özbey’in sorularını yanıtlıyor. Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan hakkındaki sözlerini değerlendirdi.
“ASIL MESELE ANAYASA DEĞİL”
Dervişoğlu, şunları belirtti:
* “Son zamanlarda öyle açıklamalar oluyor ki, konuşulan hiçbir şey insana sürpriz olmuyor. Gerçekten çok üzgünüm bu gelişmeler yaşandığı için.
* Türkiye’de anayasa değişikliği konuşulmaya başlandığı andan itibaren anayasa hariç her şey konuşuluyor. Önce anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesi üzerinden bir tartışma yaşandı. Sonra etnik köken üzerinden tartışmalar yaşanageldi. Sonra Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşma tartışması gündeme getirildi.
* Anayasa konuşacağımızı zannederken birden bu tartışma başka bir yere evrildi. Dolayısıyla asıl meselenin anayasa olmadığı gerçeğiyle buluşturdu bizi bu söylemler. Türkiye’nin asıl meselesi, gölgelenmek istenen sorunlar. Türkiye, bu sorunları konuşmak yerine yapay gündemler konuşurken, birdenbire ağır gündemin içinde buldu kendisini.
“TÜRKİYE, GÜL BAHÇESİNDE YAŞAMIYOR”
* Vatandaş olarak kaygılarım büyüyor. Bunlar, çok derin düşünülmesi icap eden konular. Türkiye, gül bahçesinde yaşamıyor. Türkiye’nin etrafında çok büyük sorunlar var. Kuzeyinde savaş var, güneyinde İsrail’in Gazze’de yaptığı insanlık dışı saldırılar var. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan iki komşumuzda toprak bütünlüğüne halel gelmiş bir durum var.
* Ayrıca, buralar terör örgütlerinin oyun alanına dönüşmüş ve Türkiye’nin geleceğini tehdit eden birçok oluşuma izin verilmiş. Bu coğrafyada yaşayan devletlerin jeopolitiği doğru okuyamamasından kaynaklı stratejik derinlik derken büyük bir stratejik belanın itildiği de aşikar. Türkiye bu belanın içinde uzunca bir zamandan beri de yaşıyor. Türkiye’de her önüne gelenin bir devlet aklı inşa edebilmesi de mümkün değil.
“SERBEST BIRAKILMASINI ZİHİNLERDE MEŞRULAŞTIRMAK DÜŞÜNCESİNDEN İBARET”
* Terörle müzakere değil, mücadele edilir. ‘Öcalan TBMM’de konuşsun’ demek, öncelikle zihnin arkasına birtakım mesaj atarak onun serbest bırakılmasını zihinlerde meşrulaştırmak düşüncesinden ibaret. Bu son derece tehlikeli bir durum.”
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ