Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) soruları yanıtlayan Issa, iklim krizinin insan sağlığını birçok yönden etkilediğini, aşırı hava olayları kaynaklı yaralanmalar, salgın hastalıklar ve sıcak hava dalgalarının beraberinde getirdiği problemlerin bu etkilerden bazıları olduğunu kaydetti.
COP29’da bu konuda birçok görüşme yapıldığını bildiren Issa “Aşırı sıcakların kalp sağlığı üzerinde ciddi etkileri var. Her yıl aşırı sıcaklardan kaynaklanan ölümlerde ciddi artış görüyoruz. İklim değişikliği her gruptan insanın sağlığını tehlikeye atıyor, savunmasız insanların sağlığı için daha büyük riskler oluşturuyor. Bunların arasında yaşlıları, çocukları ve hamile kadınları saymamız mümkün. Bu grupların yanı sıra iklim krizi, halihazırda sağlık problemleriyle mücadele eden insanlar için de ek bir yük getiriyor” dedi.
Issa, iklim kriziyle salgın hastalıklar arasında ilişki bulunduğunu, bu konuda göz çarpan ilk hususun hastalık taşıyıcı canlıların bölge değiştirmesi olduğunu belirtti.
Sıtma ve dang humması taşıyan sivrisinekleri, küresel ısınma nedeniyle bölge değiştiren hayvanlara örnek gösteren Issa, bu tür durumların salgın hastalıkların akışında değişime yol açtığını vurguladı.
Issa şu değerlendirmeyi yaptı:
“İklim değişikliği kesinlikle bir salgına daha yol açabilir. DSÖ’nün bir haftadır COP29’da gerçekleştirdiği programlarda iklim krizinin salgın risklerini artırdığına dair birçok kanıt gösterildi. Bunun en temel sebebi salgına neden olabilecek hastalıkların, sıklıkla insanların doğa ve biyoçeşitlilikle olan ilişkileri nedeniyle ortaya çıkması. Doğa, biyoçeşitlilik, iklim değişikliği ve insan sağlığı birbiriyle bağlantılı. İklim krizi nedeniyle de insanların doğayla olan ilişkilerinde değişen durumlar görüyoruz. İklim krizi sonucu 2050’ye kadar bir salgının daha ortaya çıkması yüksek bir ihtimal.”
COP29’daki sağlık gündemi
İklim krizinin sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda da birçok soruna yol açtığına işaret eden Issa, özellikle iklim krizi karşısında en riskli bölgelerin başında gelen küresel güney ülkelerinde yeteri kadar sağlık çalışanı bulunmadığını ve aşırı hava olaylarının zaten yetersiz olan sağlık altyapılarına ciddi zararlar verdiğini aktardı.
Issa sözlerini şöyle tamamladı:
“COP 29’un sağlık camiası açısından birçok farklı etkisi oldu. Burada sağlık için bir bölümün ayrılması bizim için çok iyiydi. Konuya dair özel rapor yayımladık ve sadece ‘İklim ve Sağlıkta Dönüştürücü Eylem İttifakı’ konusuna bir tam gün ayırdık. Bu birçok ülkeyi bir araya getirdi ve Azerbaycan ile Tongo bu ittifaka imza atan iki yeni ülke oldu. Bunun dışında COP takviminde beşeri kalkınma ve sağlık konusuna özel bir gün ayrıldı. Öte yandan sağlığı gerçekten müzakerelerin merkezine koymak, azaltım, uyum ve finansman konularında bu faktörün nerede konumlandırılacağını düşünmek için yapılması gereken daha çok şey var.”
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ