Sandy Adası’nın, Pasifik Okyanusu’nda Avustralya ile Yeni Kaledonya arasında, Chesterfield Adaları’nın doğusunda yer aldığına inanılıyordu. Ada, ilk olarak 1774 yılında İngiliz denizci James Cook tarafından haritalara kaydedildi. ‘Sandy I’ adıyla işaretlenen bu ada, 1776’da yayınlanan bir keşif kitabında yer aldı. Daha sonra 19. yüzyılda başka kaşifler tarafından da görüldüğü iddia edilerek haritalarda Sandy Adası olarak işaretlendi. 25 kilometrelik bir uzantıya sahip olduğu söylenen bu ada birçok tanınmış atlas ve deniz haritasında yer aldı.
Fakat 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Sandy Adası’nın varlığı sorgulanmaya başlandı.1974’te Fransız Donanma Hidrografik ve Oşinografi Servisi’nin yaptığı keşif uçuşu adanın gerçekte var olmadığını ortaya koydu. 2008’de aynı bölgede yapılan araştırmalar ise 1.474 metre derinlikte bir su altı yanardağının varlığına işaret etti. Ancak ada bulunamadı.
2012’de Sidney Üniversitesi’nden bilim insanlarının Mercan Denizi’nde yaptığı araştırmalar adanın yerinde olmadığını kesin olarak doğruladı. Bu bilgiye rağmen ada hala National Geographic, Times Dünya Atlası ve Google Haritalar gibi platformlarda görünmeye devam ediyor.
Sandy Adası hakkında çeşitli teoriler ortaya atıldı. Kimileri adanın battığını, kimileri ise haritalandırma hatası olduğunu öne sürdü. Bazılarıysa başından beri adanın hiç var olmadığını savundu. Sandy Adası, gizemini hala koruyan hayalet yerlerden biri olarak tarihte yerini aldı.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ