Gücücek Doğal Yaşamı Koruma Derneği temsilcileri, çok sayıda vatandaşın katılımıyla doğayı savunma eylemi yaptı.
Ekoloji hareketi mensupları, Biva İnşaat Şirketinin, doğal sit alanında olan, imara kapalı koydaki tarlaya dair rezidans projesi hazırlayarak, maket üzerinden satış yaptığını belirtti.
Yasal izin ve dayanağı olmadan yapı satışı yapan şirketi protesto eden vatandaşlar, “Rezidans dikmeyin, bu toprakta yetişmez”, “Kişiye özgü, nokta imar olmaz”, “El değmemişse, doğalsa, siz de ellemeyin”, “İmara açmayın, bitti zaten”, “Direneceğiz ve kazanacağız”, “Rant değil, doğa kazanacak”, “Ankara duy sesimizi” yazılı pankart ve dövizler taşıdı.
“DOĞAYA KIYMAYI HAK GÖREN VİCDAN MAHRUMLARI DURMUYOR”
Dernek Başkanı Avukat Seher Gacar’ın seslendirdiği basın açıklaması, “Rant için, para için doğaya kıymayı kendilerine hak gören vicdan mahrumları durmadıkça biz de durmayacağız. Birlikte olmaya, dayanışmaya, doğayı savunmaya, Gücücek’i korumaya devam edeceğiz” sözleriyle başladı.
BAKANLIK GÜCÜCEK’İ BEŞ YILDIZLI HALK PLAJI İLAN ETMİŞTİ
Açıklamada önce, geçtiğimiz yaz mevsiminde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Gücücek Koyu’nun günübirlik turizm tesisi olarak kiralama ihalesine çıktığı hatırlatıldı, “Bizler birlik olup bu koyda özel plaj işletmesi istemediğimizi dile getirerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulunmuş ve bu koyun bakanlığın bünyesinde halk plajı olarak işletilmesini talep etmiştik. Sayın bakanımız bu çağrıya kayıtsız kalmamış, halkın sesine kulak vermiş ve Gücücek Koyumuz beş yıldızlı halk plajları kapsamına dahil edilerek Turizm Bakanlığı’na tahsis edilmişti” hatırlatmasında bulunuldu.
İZNİ OLMAYAN PROJENİN GRAFİKLE SATIŞINA BAŞLADILAR
Doğa kıyıcılarının, Çeşme’yi son yıllarda saran rezidans kanserinin henüz sıçramadığı koya göz diktiği ifade edilen açıklamada, Biva Grup bünyesindeki inşaat şirketinin yasa dışı girişimlerine dikkat çekildi. Şirketin, geçtiğimiz Mart ayında satın aldığı parsele rezidans adıyla beş katlı apartman projesi tanıtımı hazırladığı ve 1 + 1 lüks konutları grafik üzerinden satmaya başladığı vurgulandı.
“ŞİRKETİN BU GÜVENİ NEREDEN GELİYOR”
Şirketin hukuka aykırı olarak satışları sürdürdüğü kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Proje alanı doğal sit alanı. Proje alanı tarım arazisi. Proje alanı imar planı kapsamında değil. Amma ve lakin alıcılara vaat edilen şu: İmar değişikliğini de yapacağız, tarım arazisinden de çıkaracağız, inşaat ruhsatını da alacağız. Bizim de sorumuz şu: Kurumların bu plan değişikliklerini yapacağı, bu izinleri vereceğine olan bu güven nereden geliyor? Bu inşaat şirketi devletin kurumlarının üzerinde midir ki, başvuru yapılmadan yapılacak başvuru sonucunu nasıl garanti edebiliyorlar? Devletin kurumlarını şaibe altında bırakan bu şirkete öncelikle devletimiz haddini bildirmelidir.”
“EL DEĞMEMİŞ DOĞAYI ELLEMEYİN”
Açıklamada, bu bölgenin 1990’lı yıllarda Doğal SİT Alanı ilan edildiği, o tarihte yapımına başlanmış ya da yapımı tamamlanmış konut kooperatifleri dışında otuz yıldır yapılaşmaya kapatılmış durumda olduğu vurgulandı.
Ekoloji ve yaşam hakkı savunucuları, son yıllarda turizm işletme belgesi alarak çok katlı konut inşaatı yapıldığına işaret ederek, Gücücek Koyu’nda bu hülleye izin vermeyeceklerini bildirdi. Açıklamada, “Öyle bir fütursuzlukla karşı karşıyayız ki, Biva tasarladığı cinayeti açıktan ilan ediyor. Proje tanıtımında ‘El değmemiş doğası’ diye, önce buranın doğallığını methedip, ardından, dört – beş katlı beton bloklarla, fitnes salonları ve yüzme havuzlarıyla o doğayı nasıl elleyeceklerini, nasıl mahvedeceklerini iştahla anlatıyorlar. Ey gözü dönmüş doğa kıyıcıları, el değmemişse, doğalsa, siz de ellemeyin” sözleriyle tepki gösterildi.
“OVACIK ÇEŞME’NİN TARIM ÜRETİMİ MERKEZİDİR”
Gücücek Koyu’nun da bulunduğu Ovacık Mahallesi’nin Çeşme’nin tarım deposu olduğu kaydedildi, üzüm bağları, enginar, kavun ve çeşitli türlü sebze üretimine, koruma altındaki ardıç, zeytin ve yabani sakız ağaçlarına, çok sayıda endemik bitki bulunduğuna atıf yapılarak, “Ovacık’ta bunlar yetişir. Bu yüzden de Ovacık’ta rezidans yetişmez, boşuna dikmeyin diyoruz” ifadesi kullanıldı.
“ŞİRKET KAMUOYUNU YANILTIYOR”
Açıklamanın devamında, şirketin kamuoyunu yanılttığı öne sürülerek, “Müşterilerine projeyi ‘Kendi özel koyunda’ diye tanıtan Biva, basın açıklamasında bunu bile inkar edip, tek dert sahilin paylaşılamamasıymış gibi, lütfetmiş ve sahili kapatmayacağını, yasal olarak da kapatılamayacağını ifade etmiş. Oysa tek dert sahil değil, zaten sahil Turizm Bakanlığı’na tahsis edildi. Yasal olarak yapılamayacak olan da tek sahili kapatmak değil. Biz ‘Tarlaya rezidans dikemezsiniz’ diyoruz. ‘Buradaki bitkileri, canlıları betonla öldüremezsiniz’ diyoruz. Bunlara tek kelime cevap yok” denildi.
ŞİRKET KOYA İŞ MAKİNELERİ GETİRDİ
Şirketin sahibi olduğu imara kapalı tarlaya iş makineleri getirdiğini söyleyen sivil toplum kuruluşu temsilcileri, “Buraya taşıdıkları makinelerle sondaja başlayıp, sondaj için izinlerinin olduğunu söylediler. Yetkilileri çağırdık, kontrol edilmesini istedik. Kontrole gelen jandarma ve belediye ekiplerince izinlerinin olmadığı tespit edildi, makina ve araçları araziden uzaklaştırıldı” bilgisini paylaştı.
DEVLET YETKİLİLERİNE GÖREV ÇAĞRISI
“Reklam videosuyla potansiyel müşterilerine yalan söylüyorlar. Basın açıklamasıyla kamuoyuna yalan söylüyorlar. Arazideki ilk çalışmalarında bize yalan söylüyorlar” diyen çevreciler, imar planı değişikliği hakkında devlete ne söyleneceğini sorguladı. Çeşme yaşayanı yurttaşların, kişiye özel imar planı değişikliğinin hukuken mümkün olamayacağını belirttiği açıklaması şu sözlerle tamamlandı:
“Biz doğa savunucuları, son dere kurumadan, son balık ölmeden, son zeytin ağacı kesilmeden de rezidansın yenmeyecek bir şey olduğunu biliyoruz, herkesin de bilmesini istiyoruz. Ve bu amaçla geçen buradan seslenişimizi duyan Ankara’ya yine sesleniyor, bir kez daha sesimizi duymasını istiyoruz. Lütfen Ovacık’ı rezidans kanserinden uzak tutun, turizm projesi yalanına kanmayın. Lütfen Ovacık ve Gücücek’in betona boğulmasına izin vermeyin, tarım arazilerini imara açmayın. Yeşilin betona yenilmesine biz izin vermeyeceğiz, siz de izin vermeyin.”
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ