DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

İş hayatı ‘normal’ini arıyor… Uzaktan çalışma bir heves miydi?

Patronlar ısrarcı, çalışanlar direniyor. Pek çok şirket çalışanlarını ofise çağırıyor ama araştırmalar ne söylüyor? Ofise dönüşün dezavantajları neler?

Yayınlanma Tarihi :
İş hayatı ‘normal’ini arıyor… Uzaktan çalışma bir heves miydi?

Pandemiyle beraber, iş hayatımız tamamen değişti. Daha önceleri adeta bir hayal olan ofise gitmeden çalışmak, pandemi ile mümkün oldu. Hatta pek çok şirket bu koşullardaki performanstan memnun bile kaldı. Ancak normale dönüşle birlikte tüm dünyada yeniden ofislerin kapıları açılmaya başladı. 

Hatta Google ve Apple gibi pek çok şirket çalışanlarının direnişlerine rağmen bu konuda ısrarcı oldu. Peki bu konudaki araştırmalar neler söylüyor?

Yeni bir anket, evden çalışma eğilimlerinin sabitlendiğini ve yaşlı çalışanların ofiste 30 yaşın altındakilere göre daha fazla zaman harcadığını gösteriyor.

Teknoloji dünyasına odaklanan tech.co isimli sitede yer alan araştırmaya göre; evden çalışabilen çalışanların işverenlerinin önümüzdeki yıl uzaktan çalışmaları için izin vermeyi planladığı ortalama çalışma günü sayısı haftada 2,2 gün. Bu rakam, Haziran 2022’deki 2,4 günden biraz daha düşük olsa da hibrit çalışmaya yönelik taahhüdün devam ettiğini gösteriyor.

UZAKTAN ÇALIŞMAYA DEVAM EDİLİYOR

Mayıs 2020’den bu yana, 20-64 yaş arası ABD’de ikamet eden ve evden çalışabilen 200 binden fazla kişi ile yapılan anket, çalışanların tam zamanlı olarak ofise dönme konusundaki isteksizliğini gösteren önceki çalışmalarla da örtüşüyor.

Oysa pek çok şirket uzaktan çalışma sistemini sona erdirdi. Son olarak video oyunu yayıncısı Rockstar, Grand Theft Auto VI’nın üretimini tamamlamak üzere olsa bile haftanın beş günü ofise dönüşü zorunlu kılan şirket oldu.

Amazon ve Meta gibi şirketler üç gün ofiste çalışmaya geçti; Disney ve KPMG çalışanlarını dört gün ofise bekliyor. Uzaktan çalışmayı en sert şekilde eleştiren Elon Musk ise Tesla ve X’teki tüm personelin tam zamanlı olarak ofise dönmesini sağlıyor.

Anketin bir diğer dikkat çeken sonucu ise 50-64 yaş aralığındaki katılımcıların iş yerinde çalışma olasılıklarının, 20-29 yaşlarındakilere göre yüzde 11 daha fazla olduğu, 50 yaş ve üzeri katılımcıların yüzde 68,2’sinin ise kalıcı olarak ofiste olduğu.

KADINLAR İÇİN AVANTAJ

Ofise dönüş konusundaki düşünceler yaşa göre değişiklik gösterirken, etkileri de cinsiyete göre değişiyor.

Teknoloji şirketi Intellias’ta üst düzey yönetici olan Regina Viadro, kaleme aldığı yazıda ise ofise dönüşün kadınları, özellikle de teknoloji alanında çalışan kadınları nasıl etkilediğini anlatıyor.

Viadro, esnek çalışmanın hayati önem taşıdığını savunuyor. Kendi deneyimlerinden alıntı yaparak uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin teknoloji sektöründeki kadınlara yönelik faydalarını vurguluyor:

“Kadınların yüde 73’ü, erkeklerin ise yüzde 63’ü tamamen uzaktan çalışmayı tercih ediyor. Ayrıca yakın tarihli bir Financial Times haberine göre de esnek çalışma düzenlemeleri ve yetenek talebi, teknoloji alanında kadın ve erkek arasındaki istihdam açığını daralttı. Bu geçiş, daha eşitlikçi fırsatlar yaratarak yeni kapıları açtı.” 

Kıdemli yönetici uzaktan çalışma konusunda pek çok kişiye göre deneyimli olduğunu ve hatta pandemi öncesinde de bu şekilde çalıştığını ancak pandemiyle beraber hemcinslerinin kariyerlerindeki değişime tanık olduğunu anlatıyor:

“İŞ DIŞINDA HAYATLARI OLDUĞU İÇİN ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA DEĞİLLER”

“2020’de dünya neredeyse bir gecede uzaktan çalışmaya başladığında, günüm pek değişmedi. Ancak daha fazla kadının kariyerlerinde ivme kazandığını, kendim için çok daha önceden oluşturduğum esneklikten yararlandığını gördüm. Kadın meslektaşlarımın artık iş dışında bir hayatları olduğu için özür dilemek zorunda olmadıklarını veya ailevi yükümlülüklerin profesyonel gelişimlerini engelleyeceğinden sürekli endişe duymadıklarını fark ettiklerini görünce çok mutlu oldum. 

Peki kadınlar bu kadar kargaşanın ortasında nasıl öne çıkmayı başardılar? Bana göre en büyük parça, oyun alanını eşitleyen uzaktan ve hibrit çalışmaydı. Zoom’da herkes eşit küçük bir kare olduğunda engeller ve önyargılar ortadan kalkma eğilimindeydi.”

Viadro, aynı zamanda liderlik yaklaşımında da değişiklikler yaşandığını belirtiyor: “Empati ön plana çıktı. Bu empati, kadınların uzaktan çalışırken başarılı olmalarına yardımcı olmada kilit rol oynadı. McKinsey Talks Yetenek podcast’inin yakın tarihli bir bölümünde, bu tür empatik liderliğin yalnızca daha sıcak bir çalışma ortamı yaratmakla kalmayıp aynı zamanda iş tatminini artırdığı üzerinde duruluyor.”

OFİSE DÖNÜŞ BASKISI

Ne yazık ki performans artmasına rağmen, işler ilerlemeye deam ettiği halde, çalışanlar ilk defa kendilerini iş ve yaşam dengesi sağlamakta rahat hissederken ofise dönüş çağrıları birbirini izledi. Viadro, bu baskıların olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor:

“Ofise geri dönme baskısının ilerlemeyi buharlaştıracağından endişeleniyorum. Başarılı bir kariyere ve iş-yaşam dengesine sahip kadınlar, o cini tekrar şişeye tıkmaya istekli olmayabilir. Erkekler de iş-yaşam dengesinin kıymetini biliyor. Eğer iş yerleri esneklik konusunda taviz vermezse, pek çok kişi ofiste beş gün geçirme ihtimaliyle karşı karşıya kaldığında kendini geri çekmek isteyecek, bu da yetenek kaybına neden olacak.

Üstelik sıkı ofise dönüş politikaları uygulayan şirketler, öngörülemeyen başka zorluklarla da karşı karşıya. Çeşitli sektörlerde şirketlerin geleneksel ofis içi çalışma saatlerini yeniden değerlendirmeleri gerektiği ortaya çıkıyor.”

YETENEKLERİ ELDE TUTMANIN TEK ANAHTARI ESNEKLİK

Viadro, günümüzde yetenekleri elde tutmanın da zorluğuna dikkat çekiyor ve esnekliğin bu noktada önemli olduğunu söylüyor:

“Esnek çalışma düzenlemelerini benimseyen ve uygulayan işletmeler, özellikle kadınlar olmak üzere üst düzey yetenekleri çekecek ve elde tutacak. Üstelik uzaktan çalışma ile konum engelleri ortadan kalkar ve dünya çapındaki yeteneklerden ve uzmanlardan yararlanmak mümkün olabilir. Bu küresel yetenek havuzu yalnızca ekipler içindeki becerileri ve bakış açılarını zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çok çeşitli kültürel anlayışları ve problem çözme yaklaşımlarını birleştirerek yeniliği de teşvik ediyor.” 

“GEÇİCİ BİR HEVES DEĞİL”

Ayrıca Vidaro, yöneticilerin rekabette avantaj elde etmek için bazı önerilerde de bulunuyor:

  • Esnek çalışmayı geçici bir heves değil, kalıcı bir uygulama haline getirin. Uzun vadede başarılı olacak şirketler, uzaktan ve hibrit sistemlerin, nasıl işe yarayacağını çözen şirketlerdir. Esnekliğe sadece sözde bağlılık göstermeyin; bunu politikalarınıza ve kültürünüze entegre edin. 
  • Empatinin, aynı zamanda stratejik bir gereklilik olduğunu kabul edin. Herkesin ceza korkusu olmadan kariyer ve yaşam arasında denge kurabileceği gerçek anlamda kapsayıcı bir iş yeri yaratmak, üstün yetenekleri çekmek ve elde tutmak açısından çok önemli olacaktır.  
  • Esnekliği, rekabet avantajı olarak görün.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ

YORUM YAP