İstanbul’da bir kişi, sahipsiz başıboş köpek ve kedilerin sokaklardan toplanarak barınaklara alınmasına yönelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve İstanbul Valiliğine başvurusunun reddedilmesi üzerine İstanbul 10. İdare Mahkemesi’ne redde ilişkin işlemlerin iptali için başvurdu.
Davacı tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, D-100 karayolu Kozyatağı mevkisinde aniden aracın önüne çıkan kediye çarpmamak için kaza atlattığı belirtildi.
Sahipsiz hayvanların caddeler ile otoyollarda ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarına sebebiyet verdiği kaydedilen dilekçece, bu hayvanların sayılarının kontrolsüzce arttığı, bu çoğalmanın neden olduğu tehlikelerin insanların temel hak ve hürriyetlerini kısıtlar boyuta ulaştığı ifade edildi.
Kimsenin evinden okuluna ya da işine giderken sokaklarda başıboş dolaşan saldırgan hayvanların arasından korku ve endişeyle geçmek zorunda olmaması gerektiği belirtilen dilekçede, köpeklerin sürüler halinde sokaklarda gezmesinin çağdaş ve medeni ülkelerde olmayan bir durum olduğu kaydedildi.
Çocukların parka çıkamaz, insanların rahat yürüyüş ve spor yapamaz hale geldiği vurgulanan dilekçede, besleme bahanesiyle usulsüz yardım toplanmasına zemin hazırlandığı ve insanların bu sebeple dolandırıldığı ileri sürüldü.
Dilekçede, idarelerin Anayasa hükümlerine aykırı hareket ettiği, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gerekçe gösterilerek başıboş hayvanların sokakta tutulamayacağı, bu nedenle idarelerin yasaların ve Anayasa’nın kendisine yüklediği görevi yerine getirmesi gerektiği öne sürüldü.
KARAR
Mahkeme, dava konusu işlemlerin, sahipsiz başıboş köpeklerin toplatılması talebinin reddine dair kısmı yönünden iptalini, davanın sahipsiz kedilerin toplatılması talebi yönünden reddini kararlaştırdı.
Oy birliğiyle alınan kararda, taraflar için 30 günlük süre içinde istinaf yolunun açık olduğu kaydedildi.
Mahkeme kararında, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun ilgili maddelerinden alıntı yaparak, bu bakımdan “sokak hayvanı” diye bir türün olmadığını belirtti.
Türkiye’de son yıllarda, sayılarında ciddi artış olmasından ötürü toplum, çevre sağlığı ve güvenliği açışından tehlikeli noktalara ulaşan başıboş köpek sorunun varlığının tartışma götürmez bir gerçeklik olduğu kaydedilen kararda, “Bu başıboşluktan ötürü meydana gelen trafik kazaları ve beraberinde yaralanmalar, maddi kayıplar, ısırma vakaları ve bunun yarattığı travmalar, fiziksel yaralanmalar hatta ölümler gündelik hayatta karşılaşılan köpek popülasyonunun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmakta, özellikle çocuk, yaşlı ve engellilerin bu durumdan daha çok etkilendiği görülmektedir.” ifadelerine yer verildi.
Kararda, kuduz riski taşıyan temaslı vaka sayısının yıllar içinde artan bir ivme gösterdiği ve sahipsiz köpeğin serbestçe istediği her yere bırakabildiği dışkısının sebebiyet verdiği hastalıklardan olan Kist Hidatik hastalığının ciddi bir toplum sağlığı problemi olduğu da aktarıldı.
Ayrıca kararda, kuduz riski yüksek ve turistler için köpek saldırısı uyarısı yapılan ülkeler arasında olmanın ülke turizmine de etki ettiği kaydedildi.
“TOPLATILMA İÇİN EMEK VE GAYRET GEREKLİ”
Sahipsiz başıboş köpeklerin, başta Anayasa hükümleri olmak üzere 5199 Sayılı Kanun, Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ve Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerinden hareketle toplatılması gerektiği sonucuna ulaşıldığı belirtilen açıklamada, “Dava konusu işlemlerin, sahipsiz başıboş köpeklerin toplatılması talebinin reddine dair kısmı yönünden hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Kararda, davacının köpek ve kedi türlerinin toplatılması talebiyle başvurduğu anımsatılarak, idarelerin öncelikli olarak gerek popülasyonu ve gerekse de verdiği zararlar bakımından mevzuat gereği köpekleri toplaması, tüm emek ve gayretin zaman kaybetmeden bu noktaya yönelmesi gerektiği belirtildi.
Türkiye’de sahipsiz kedilerin sebep olduğu zararların insan sağlığı ve yaşam hakkına dair olası tehditleri hususunda bir veri olmadığı ifade edilen kararda, “Bununla birlikte insan ve diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri açısından tehlike oluşturacak seviyede aşırı nüfusa ulaşmasının sorun yaratacağı kaçınılmaz olduğundan, idarelerin kedilerle ilgili olarak da kontrolsüz çoğalmalarını önleyici gerekli tedbirleri alması gerektiği”ne yer verildi.
Kararda, lokal olarak şikayete konu olan durumlarda insanların huzur ve refahının sağlanması, hayvanın da korunması bakımından gerekli önlemlerin alınması gerektiği, bu durumun geldiği nokta itibarıyla tümünün toplatılması ve barınaklarda muhafaza edilmesi sonucunu doğurmayacağı kaydedilerek, davacının sahipsiz kediler yönünden toplatılma talebinin idarelerce reddinde mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtildi.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ