Makbule Can cinayetinde yeniden yargılama sonrasında karar açıklandı.
Vahşi cinayetin oluş süreci 2020 yılında S.C.’nin eşi Mahir İncedayı arasında çıkan tartışma ile başladı. Evde telefonla konuşan S.C’nin kimle konuştuğunu merak eden Mahir İncedayı eşine fiziksel şiddet uyguladı. Eşinin boğazını sıkarak kafasını duvara vurduğu esnada, kavgayı gören küçük kızlarının kapıyı açmasıyla S.C., evden kaçtı. 112’yi arayıp duruma aktaran S.C., geceyi kadın sığına evinde geçirdi. Ertesi gün şehir dışında kuzeninin yanına gitti.
CANİ KOCA HAYATI ZİNDAN ETTİ
Korkunç cinayetin ardından savcılıkta ve emniyette tüm evlilik hayatını anlatan S.C., şu ifadeleri kullandı:
“16 yaşımda ise Mahir İncedayı isimli şahıs beni zorla kaçırdı ve esir aldı. Benimle zorla evlenmek istedi. Bende çocukluğumdan ve korkumdan dolayı mecburen kabul ettim.”
‘AİLENLE GÖRÜŞÜRSEN ONLARI ÖLDÜRÜRÜM’
Evden çıkmama bile karşı gelen bir insandı. Evliliğimin beşinci yıllarında beni artık ‘Kardeşlerin ve ailen ile görüşmeyeceksin, eğer görüşürsen seni öldürürüm, onlarla irtibata geçmeyeceksin eğer bir gün bile onların yanına gidersen hepsini tek tek öldürürüm’ diyerek tehdit ediyordu.”
Vahşi cinayetin yaşandığı 11 Ekim 2020 günü, S.C.’den haber alamayan Mahir İncedayı, bir arkadaşı ile beraber kayın validesinin evine gitti. Kendisi arabada beklerken arkadaşı M.K., kayın valide Makbule Can ile görüştü.
“O KIZI BULACAKSINIZ”
Makbule Can‘ın eşi, o anları savcılık ifadesinde şöyle anlattı:
“İsmini bilmediğim bir şahıs eve gelerek kızımın nerde olduğunu sordu. Bende ona bilmediğimi söyledim. Daha sonra masanın üstünde bulunan bana ait telefonu alarak telefonumun aramalar kısmına girerek baktı ve bana “Bak konuşmuşsunuz gördüm” dedi. Sonra bana “İstanbul’a gitmiş kimin yanında söyle bana” dedi. Ben de tekrardan ona bilmediğimi söyledim. M.K. bana kızımı bulmam için tehdit etti. “Bulacaksınız onu” diye bize bağırdı o sırada eşim olan Makbule Can sinir krizi geçirerek yere yıkıldı.”
DOĞRUDAN HEDEF ALIP 7 KURŞUN SIKTI
Evden ayrılan M.K ve Mahir İncedayı bir süre sonra eve geri döndü. Kan dondurucu cinayet bu anlarda yaşandı.
Akşam saat 18.45 sıralarında eve tekrardan gelen Mahir İncedayı, belindeki tabancayı çıkarttı ve balkon merdivenlerinde gördüğü kayınvalidesi Makbule Can’a doğru hedef alarak tam 7 kurşun sıktı. Kanlar içerisinde yere yığılan Makbule Can hayatını kaybetti.
‘SUÇUN MAKTÜLÜN HAKARETİ NEDENİYLE İŞLENMESİ…’
Dehşet verici olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklu yargılanan Mahir İncedayı’nın davası Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık İncedayı savunmasında, kayın validesi Makbule Can‘ın kendisine ağır hakaretlerde bulunduğu için böyle olduğunu söyledi.
Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten öldürme suçlarında müebbet hapis cezası istense de mahkeme, “suçun maktül tarafından kendisine yapılan hakaret nedeniyle haksız tahrik altında işlenmiş olması nedeniyle” diyerek cezası 18 yıla indirdi.
YARGITAY KARARI BOZDU
Mağdur avukatlarının karara itirazı Yargıtay tarafından karara bağlandı. Haksız tahrik kararını bozarak davayı geri gönderilmesinin ardından yapılan duruşmalarda karar 12 Kasım 2024 günü verildi.
Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen davada kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının sabit görüldüğünden hareketle tahrik indirimi hükümlerini uygulanmaksızın müebbet hapis cezası verildi.
‘ADALET MÜCADELEMİZ SÜRECEK’
Konu hakkında sozcu.com.tr’ye konuşan ve davayı üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği gönüllü avukatlarından Av. Ayşim Boztaş şu ifadeleri kullandı:
“Makbule Can öldürüldüğünde 64 yaşındaydı. Kızının ayrıldığı erkek tarafından vücuduna isabet eden 7 kurşunla katledildi. 2020 yılından beri süregelen hukuk mücadelemiz sonucunda fail, hak etmiş olduğu ceza olan müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı.
Makbule Can için almış olduğumuz kararla bir nebze de olsa adalet sağlandı. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak; Makbule Can ve niceleri için adalet mücadelemiz sürecek. Katillerin hak ettikleri cezayı almaları için sonuna kadar savaşacağız.”
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ