Balıkesir Erdek Körfezi’nde dalış yapıp, incelemelerde bulunan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, yaptığı açıklamada, 2021 yılı ilkbahar-yaz aylarında Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan müsilajın tehlike oluşturmaya başladığına dikkati çekti.
Erdek Körfezi’nde her hafta düzenli ve gönüllü olarak dalış yaptığını söyleyen Sarı, “23 Ekim tarihinde Erdek Körfezi’nde yaptığım dalışta, deniz seviyesinin 10 ila 24 metre aralığında büyük bulut kümeleri şeklinde yeni müsilaj oluşumu olduğunu tespit ettim. Fotoğrafladım ve videolarını çektim. Müsilaj neden yeniden ortaya çıktı? Çünkü Marmara Denizi’nin atık yükünü azaltmadık. 2021 yılında müsilaj ortaya çıktığında, hep birlikte bir araya gelerek 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı’nı hazırlamıştık. Bu eylem planının 14 maddesi, doğrudan Marmara Denizi’nin atık yükünün azaltılması ile ilgiliydi. Azaltabildik mi? Azaltabilseydik, müsilaj şimdi ortaya çıkmazdı. Azaltamadığımız ortada. Neden azaltamadık?” dedi.
‘DEŞARJ LİMİTLERİ DÜŞÜRÜLDÜ’
Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Eylem Planı çerçevesinde çok güzel şeyler yaptık. Marmara Denizi’nin tamamı özel çevre koruma bölgesi ilan edildi. Deşarj limitleri düşürüldü. Bunlara destek olacak idari düzenlemeler yapıldı ve bir stratejik plan hazırlandı. Planlama konusunda gayet iyiyiz. Ancak uygulamaya geldiğimizde, 2021 yılında Marmara Denizi’nin çevresindeki evsel atıkların yüzde 51’ini ileri arıtmadan geçirerek denize gönderiyorduk. 2024 yılında Çevre Bakanlığı’nın verilerine göre; bu oran yüzde 51,7 oldu. 2021’den 2024’e gelinceye kadar yakaladığımız ilerleme sadece 0,7 oldu. Yüzde 1 bile değil. Bu durumda müsilaj neden ortaya çıkmasın?” diye konuştu.
‘TEMELDE 3 TETİKLEYİCİ VAR’
Müsilajın gelişiminde pek çok faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “Temelde 3 tetikleyici var. Deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, deniz şartlarındaki durağanlık ve kirlilik yükünün yüksek olması. İlk 2 maddeye zaten müdahale edemiyoruz. İklime ve durağanlığa müdahale edemiyoruz. Müdahale edebildiğimiz tek parametre, denizin atık yükünü azaltmaktır. Azaltabildik mi? Azaltamadık. Şimdi yeniden müsilaj ortaya çıktı. Umut edelim ki şu an ortaya çıkan müsilaj sadece Erdek Körfezi’nde sınırlı kalsın. Bilimsel veriler ve geçmiş tecrübelerimiz bunun böyle olmayacağını bize söylüyor. 2 ila 3 hafta içerisinde Erdek Körfezi’nde ortaya çıkan müsilajın Marmara Denizi’nin geri kalan kısımlarına yayılma ihtimali çok yüksek” dedi.
‘ÇOK HIZLI ÖNLEM ALMAMIZ GEREKİYOR’
Marmara Denizi’ne bırakılan atıkların azaltılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi: “Denetimleri artırmamız lazım. Evsel atıkların veya sanayi atıklarının arıtılması için kurulmuş, etkin şekilde çalışmayan arıtma tesisleri var. Denetimleri artırarak bu tesislerin çalışır hale gelmesi lazım. Dereler, çaylar Marmara Denizi’ne zehir taşıyor. Çok hızlı bir şekilde denetimleri artırarak denize zehir göndermesinin önüne geçmemiz gerekiyor. Eğer bunları yaparsak, nisan ayından itibaren müsilajın yüzeye çıkma olasılığını veya yüzeye çıksa bile deniz ekosistemine ve ekonomimize vereceği zararı bir parça azaltma olasılığı var. Aksi takdirde aynı 2021’de olduğu gibi hem deniz ekosistemi hem de başta balıkçılık olmak üzere iç turizme hizmet eden turizm sektörü, Marmara Denizi çevresinde çok zarar edecek. Çok hızlı önlem almamız gerekiyor. Bilim insanları olarak yıllardır söylüyoruz. ‘Deniz ile kurduğumuz ilişkileri düzenleyelim’ diyoruz. Ancak uygulayıcı değiliz. Yerel ve merkezi yönetimlerin şimdiye kadar yapamadığımız uygulamaları yapmak için harekete geçmesi gerekiyor. Marmara Denizi’ni başka şekilde kurtaramayız. Marmara Denizi, kimsenin atık çukuru değil. Nasıl ki evimdeki atıkları yandaki komşumun odasına atamıyorsam, denize de atamıyor olmam lazım. Deniz, bir yaşam alanıdır. Bu anlayışımızı değiştirerek, çok hızlı bir şekilde denizin iyileşmesine katkı sağlamamız gerekiyor.”
BALIKÇILAR DA ŞİKAYETÇİ
Erdek Körfezi’ndeki balıkçılar da müsilajdan olumsuz etkilendiklerini ifade etti.
Bazı balıkçılar, müsilaj nedeniyle ağlarını çekmekte zorlandıklarını bildirerek, sorunun geçim kaynaklarını tehdit ettiğine dikkat çekti.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ