Eğer bir termal kameradan kendinizi izlediyseniz, vücudunuzun büyük miktarda ısı ürettiğini görmüşsünüzdür. Bu ısı, aslında metabolizmamızın bir yan ürünü olarak atmosfere karışıyor. Araştırmacılar, bu israf edilen vücut ısısını enerjiye dönüştürmenin mümkün olup olmadığını araştırıyorlar. Limerick Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Muhammad Muddasar ve ekibi, çevre dostu materyaller kullanarak vücut ısısını enerjiye dönüştürebilecek teknolojiler üzerinde çalışıyor.
Bu yeni teknoloji, vücut ısısını yakalayarak depolayan ve onu akıllı saatler, fitness takip cihazları gibi giyilebilir cihazlar için güç kaynağı olarak kullanabilecek bir cihaz geliştirmeyi hedefliyor. Bu cihazlar, vücut ısımız sayesinde uzun süre çalışabilecek ya da tamamen kendi kendine şarj olabilecek.
Araştırmacılar, sadece vücut değil, motorlardan fabrikalara kadar günlük yaşamda üretilen atık ısının da enerji kaynağı olarak kullanılabileceğine dikkat çekiyor. Bu “atık ısı geri kazanımı” kavramı sayesinde sanayiler hem operasyonel verimliliklerini artırabilir hem de çevreye daha duyarlı hale gelebilirler.
Bu teknolojinin temelini oluşturan termoelektrik etki, sıcak ve soğuk taraflar arasında bir elektrik potansiyeli yaratarak elektrik üretimini sağlıyor. Böylece, vücudumuz ya da makinelerden yayılan ısı, elektriğe dönüştürülüyor. Araştırmalara göre, endüstriyel atık ısının %66’sı bu sıcaklık aralığında ve bu durum çevre dostu çözümler için büyük bir fırsat yaratıyor.
Atık ısının enerjisini toplamak kadar onu saklamak da önemli bir konu. Bu noktada süperkapasitörler devreye giriyor. Ancak, süperkapasitörlerin geleneksel olarak fosil yakıt türevli karbon malzemelerle üretilmesi sürdürülebilirlik sorunlarını beraberinde getiriyor. Muddasar ve ekibi, linyin bazlı gözenekli karbon kullanarak çevre dostu süperkapasitörler geliştirdi. Bu sayede, atık ısıdan elde edilen enerji çevreye zarar vermeden depolanabiliyor.
Gelecekte, bu yenilikçi teknoloji yalnızca giyilebilir cihazları değil, aynı zamanda elektrikli araçlar ve sensörler gibi günlük hayatın birçok alanını güçlendirebilir.
Haber/Kaynak: Burhan Akdağ